“Soylu şeyhin öldürülmesine tabii ki üzülmüştür, katil zanlısı ruhsatsız tabancalarla dolaşıyordu”

Saygı Öztürk: Bu bireysel silahlanmanın boyutunu da, silah kaçakçılığıyla yeterli mücadelenin yapılmadığını da ortaya koyuyor

Fotoğraf: AA

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, Norşin Medresesi Başmüderrisi Abdulkerim Çevik’in silahlı saldırıda hayatını kaybetmesiyle ilgili yazdı.

Saygı Öztürk, “Şeyhin karşısına üç tabancayla çıktı” başlıklı köşe yazısında katil zanlısı Yakup Şeflekçi’nin ifadelerine yer verdi:

İnternetten ve sosyal medyadan Abdulkerim Çevik hakkında kendimce araştırmalar yaptım. Bu şahsın terör örgütleri ile bağlantılı olabileceğini düşündüm. Elde ettiğim sonuçlar hakkında Milli İstihbarat Teşkilatı'nın sitesinden ihbarda bulundum. Bu olaydan sonra Abdulkerim Çevik'in terör örgütleri ile bağlantılı olabilme ihtimalini sürekli olarak düşündüm.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Öztürk’ün aktardığına göre, katil zanlısı Yakup Şeflekçi'nin ifadesindeki bu iddialarına karşın, şeyhin yakın akrabası olan Avukat Seyid Rıza Mutlu ise “Yakup'un iddiaları iftiradır” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

Para alacağı, Seyda Abulkerim Çevik'in değil, Yakup ile aralarında ticari anlaşmazlık olan diğer ailenin alacağıdır. Bu husus gerek adliye makamlarınca gerekse de halk arasında bilinmektedir. Alacak-verecek anlaşmazlığının çözümü için rahmetliye başvurmuşlar. O da tanıklar huzurunda dinen Yakup'un parayı ödemesi gerektiğine karar vermiş. Taraflar da bunu kabul etmiş.

‘Abdulkerim Çevik'i terörist olduğuna kanaat getirdiğim için öldürdüm' diyen Yakup Şeflekçi'nin bu iddiasının temeli bulunmamaktadır. Zaten, bu kişinin ifadelerinden de anlaşılacağı üzere herhangi bir gerekçe ve dayanak sunulmamaktadır. Tamamen yapmış olduğu eylem karşısında uydurmuş olduğu yalanlardır. Çevik'in terörist olduğunu da sosyal medya paylaşımlarına dayandırmaktadır. Ancak rahmetlinin tüm hesapları herkesin görebileceği şekildedir ve bu sonucu çıkaracak herhangi bir paylaşımı bulunmamaktadır. Suçtan kurtulmaya yönelik ifadeler vermiştir.”

Öztürk yazısında şu yoruma da yer verdi:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şeyhin öldürülmesine tabii ki üzülmüştür. Bunu da sosyal medyada açıklamıştı. Araştırmamıza ve ifadede geçtiğine göre katil zanlısı ruhsatsız olarak Sig Sauer, Smith Wesson, Browning marka tabancalarla dolaşıyor. Bu bireysel silahlanmanın boyutunu da, silah kaçakçılığıyla yeterli mücadelenin yapılmadığını da ortaya koyuyor.

Sözcü

DAHA FAZLA HABER OKU