30 “Avrupa-perver” ortak manifesto yayınladı: Sahte peygamberler saldırıyor

“Avrupa gözlerimizin önünde parçalanıyor”

Kaynak: Kişisel Hesaplar, Twitter 

Orhan Pamuk (solda), Salman Rushdie (ortada), Milan Kundera (sağda)

İngiltere’den Bosna Hersek’e, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden 30 entelektüel ortak bir manifesto yayınlayarak, milliyetçilik ve popülizmin güç kazanmasının Avrupa’yı bir fikir olarak tehlike altına soktuğu uyarısında bulundular.

“Avrupa için savaşın – aksi takdirde yıkıcılar onu yok edecekler” başlığıyla İngiltere’deki The Guardian gazetesinde yayımlanan manifesto, Mayıs ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi bir uyarı niteliği taşıyor.

Kıtadaki liberal demokrasi değerlerinin git gide yok olduğu savunulan yazı,  Fransız filozof Bernard-Henri Levy’nin girişimiyle hazırlandı. Manifestoyu imzalayanlar arasında Orhan Pamuk, Milan Kundera, Salman Rushdie, Mario Vargas Llosa, Svetlana Alexievich, Herta Müller, Elfriede  Jelinek ve Roberto Saviano gibi dünyaca ünlü ve ödüllü yazar, tarihçi ve düşünürler var.  

 

 

Manifesto’da şu ifadeler yer alıyor:

"Avrupa, kinden sarhoşlaşmış ve ilgi odağı olma fırsatı yakalamanın coşkusuyla dolmuş sahte peygamberlerin saldırısına uğruyor. Geçen yüzyılda kendisini iki kez intihardan kurtaran, biri Manş Denizi’nin diğeri Atlantik’in öte yanındaki iki büyük müttefiki tarafından terk ediliyor. Kıta, Kremlin’in lideri tarafından gittikçe artan şımarık müdahaleye maruz kalıyor. Avrupa, bir fikir olarak gözlerimizin önünde parçalanıyor."

 

 

Seçimlerin bu “tehlikeli atmosferde” yapılacağını savunan aydınlara göre “ Faşizmin yenilgiye uğratılmasından 3 çeyrek asır sonra, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından 30 yıl sonra medeniyet için yeni bir savaş” yaşanıyor.

Manifesto şöyle devam ediyor:

“Bir şeyler değişmezse; yükselen ısrarcı dalgayı durduracak bir müdahale gelmezse; en kısa zamanda yeni bir direniş ruhu ortaya çıkmazsa, bu seçimler bugüne kadar gördüklerimiz içinde en yıkıcısı olacak. Yıkımcılar zafer kazanmış olacak. Erasmus, Dante, Goethe ve Comenius mirasına hâlâ inananlar için utanç verici bir yenilgi olacak. Kazanan, akıl ve kültürü aşağılama politikası olacak. Yabancı düşmanlığı ve antisemitizm patlaması yaşanacak; üzerimize bir felaket gelecek.”

Bu “yaklaşan felakete teslim olmayı reddeden" imzacılar, değişim için gereken harekatın, Avrupayı geçmişteki karanlık çağdan da kurtaran “büyük fikir” olduğuna inandıklarının altını çizdiler.  

 

 

Manifesto şu cümlelerle sona eriyor:

-Şimdi Avrupa fikri için savaşmalıyız, aksi halde onun popülizm dalgaları altında yok oluşunu izlemek zorunda kalacağız.

-Milliyetçi ve kimlikçi saldırıya karşılık olarak aktivizm ruhunu yeniden keşfetmeliyiz ya da aksi halde öfke ve nefretin bizi sarmalayıp batıracağını kabul etmeliyiz. Paris’ten Roma’ya kadar, Barcelona, Budapeşte, Dresden, Viyana ve Varşova duraklarından geçen, özgürlüklerimizi ateşe atmak isteyen bu ruh kundakçılarına karşı alarm zillerini acilen çalmalıyız.

-Ufukta beliren bu garip ‘Avrupa’ yenilgisinin ardında; toplumlarımızı büyük, saygıdeğer ve müreffeh kılan her şeyi yıkmayı amaçlayan bu yeni Avrupa vicdani krizinin ardında, 1930’lardan bu yana görülmemiş büyüklükte bir meydan okuma var: liberal demokrasiye ve onun değerlerine yönelik bir meydan okuma.

Manifesto ayrıca Fransa’da Liberation ve İtalya’da La Repubblica gazetelerinde de yayımlandı.

 

DAHA FAZLA HABER OKU