Soru İran'ın misilleme yapıp yapmayacağı değil, nasıl ve ne zaman yapacağı

Britanya hükümetinin, Washington'ın bir sonraki adımına dair nüfuzu az, İran'ın Kasım Süleymani'nin öldürülmesine vereceği karşılık üzerindeyse hiç etkisi yok.

ABD'nin Bağdat'ta İHA saldırısıyla öldürdüğü İranlı general Kasım Süleymani için memleketi Kirman'da düzenlenen cenaze töreninde çıkan izdihamda en az 40 kişi öldü, 200'den fazla kişi yaralandı (AFP)

Leon Troçki, "Savaşla ilgilenmiyor olabilirsiniz ama savaş sizinle ilgileniyor" uyarısını yapmıştı. Kasım Süleymani'nin öldürülmesi sonrası Amerika'nın müttefik ve hasımlarının kendini içinde bulduğu konum bu.

Trump yönetimi, İranlı komutanı füze saldırısıyla öldürmek üzere olduğuna dair yakın ortağı devletlerin hiçbirini bilgilendirmedi.

Karayipler tatilinin, ABD ile Birleşik Krallık (BK) arasındaki "özel ilişkilerin" ve sözde Donald Trump'la olan ancak anlaşılan hiçbir hükmü olmayan şahsi ilişkisinin tadını çıkaran Boris Johnson göründüğü kadarıyla olacaklardan bihaberdi. Sonuç olarak ne bölgenin bazı yerlerinde Amerikalılarla yakından çalışan Britanya güçleri ne de bölgedeki Britanya vatandaşları için acil güvenlik derecesi yükseltmeleri yapılmadı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Dışişleri Bakanlığı bir gün sonra standart güvenlik uyarısını yayımlayarak, insanları Irak ve İran'a gitme hususunda uyardı. Ortadoğu'nun son yıllardaki en yakıcı gerilimine BK'nın resmi cevabı Mustique Adası'nda kalmayı sürdüren Başbakan'dan değil, Dominic Raab'dan geldi.

Tüm tarafları itidale çağıran Dışişleri Bakanı Raab, "çatışmanın sürmesi çıkarlarımızın hiçbirine uygun değil" dedi. Ancak gerçekte, şu an yaşanan şey Londra'nın kontrolü dışında. Londra'nın Washington'ın bir sonraki adımına dair çok az nüfuzu var ve İran'ın öldürülmeye vereceği karşılık üzerindeyse hiç etkisi yok.

Şimdi soru şu: İran'ın misillemesi nasıl ve ne zaman gerçekleşecek ve bu yaşandığında diğer ülkelerin kaçı bunun içine çekilecek? Çatışmada açıkça ABD tarafında yer alan ülkeler meşru hedefler olarak görülebilir.

Bunun çeşitli boyutları var. Britanya'nın Süleymani'nin öldürülmesini onayladığını öne sürecek hiçbir şey yok. Britanya gerçekten de Trump, İran ve uluslararası güçler arasındaki Tahran'ın nükleer programı hakkındaki anlaşmayı sabote etmeye çalışırken, Fransa, Almanya, Rusya ve Çin'le birlikte anlaşmadan yana tavır aldı.

Fakat tarihin getirdiği bir yük var. İran muhabirliği dönemimde keşfettiğim üzere, Britanya'nın İran milliyetçiliğini bastırmasından kaynaklı karanlık bir miras söz konusu. 1950'lerde Muhammed Musaddık'ın seçilmiş hükümetine karşı MI6 ve CIA tarafından gerçekleştirilen darbe gibi utanç verici eylemlerde "Büyük Şeytan" Amerika'nın yanında yer alan "Küçük Şeytan" rolünün acı anıları var.

İran Devrim Muhafızları (İDM) Kudüs Gücü lideri Tümgeneral Süleymani'nin öldürülmesi çoğu tanıma göre bir savaş eylemi teşkil ediyor.

Ölümcül saldırıya ilişkin Trump yönetimince gösterilen sebepler arasında, Kerkük'te bulunan Irak ordusuna ait üsse yapılan roket saldırısında Amerikalı bir sözleşmeli güvenlik personelinin ölümü yer alıyor. Bu mantıkla, eğer İranlılar Genelkurmay Başkanı'nı, ABD ordusunun başını öldürselerdi neyi haklı gösterirdi bir düşünün.

İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, "Dün gece (Süleymani'nin) ve diğer şehitlerin kanları eline bulaşan suçluları güçlü bir intikam bekliyor" dedi. İran, sadece karşılık vermediği takdirde aşağılanmış olacağı için değil, aynı zamanda Sunni Körfez devletleri bunu kendi askeri eylemleriyle suistimal edebilecekleri bir zayıflık işareti olarak göreceği için de intikam almaya ihtiyaç duyuyor. Ayrıca, bir ulus devlet için liderliğin korunması temel ilkedir.

Ancak, misillemenin konvansiyonel savaş yoluyla gerçekleşmesi pek olası değil. İran ordusunun, ABD'nin yakın zamanda çatışmaya girdiği Kaddafi'nin Libya'sı, Saddam Hüseyin'in Irak'ı veya Afganistan'daki Taliban gibi diğer devletlerden çok daha güçlü olduğu doğru.

Ama bunu bağlam içinde ele almak gerekiyor. ABD'nin savunma bütçesi İran'ın 454 milyar dolarlık (yaklaşık 2 trilyon 710 milyar TL) ekonomisinin tamamından yüzde 50 daha büyük. İran'ın askeri harcamaları ise 14,5 milyar dolar (yaklaşık 86 milyar 650 milyon TL). Buna karşılık Suudi Arabistan 69,4 milyar dolar (yaklaşık 415 milyar TL), BAE 22,8 milyar dolar (yaklaşık 136 milyar TL), İsrail 16,4 milyar dolar (yaklaşık 98 milyar TL) ve Türkiye 18,2 milyar dolar (yaklaşık 109 milyar TL) harcıyor.
 


İran askeri açıdan Rusya ve Çin'e daha yakınlaştı. Bu üç ülke geçen hafta Körfez'de, basında oldukça yer bulan donanma manevraları gerçekleştirdi. Ancak Libya ve Irak'ta yaşananlara bakıldığında, Moskova ya da Pekin'in ABD'yle askeri çatışmaya girdiğini göremiyoruz.

Yine de asimetrik savaş üzerine kuvvetle yoğunlaşıldığı günümüzde modern saldırganlığın tek yolu konvansiyonel savaştan geçmiyor. Siber kabiliyetler bu silahların çok önemli bir parçasını oluştururken, İran bu kabiliyete haiz olmanın yanı sıra onu etkin olarak kullanma biçimine de sahip.

İran, ABD yaptırımlarına misilleme olarak Wall Street bankalarına 2012'de düzenlenen hizmet engelleme saldırılarından, bankaların internet sitelerini çevrimdışı kılmaktan sorumlu tutulmuştu. 2015'te Türkiye, elektrik şebekesine yapılan ve 40 milyon insanı elektriksiz bırakan siber saldırılar için İran'ı suçlamıştı. İki yıl önce BK'da parlamentoya ait düzinelerce hesap İran'la bağlantılı saldırılarda ihlal edilmişti. Bu yılsa Tahran bir dizi Amerikan işletmesinden veri hırsızlığı gerçekleştirmekle suçlandı.

İsrail ordusunun hikayelere konu olan siber kanadından eski üyelerin kurduğu ABD merkezli bilgisayar güvenliği firması Cybereason'ın baş güvenlik görevlisi Sam Curry, tüm asimetrik savaş biçimlerinde olduğu üzere saldırının nereye yapılacağını bilmemenin asıl ciddi mesele olduğuna işaret ediyor.

Curry, "Kullanacakları saldırıları geliştirmeye şimdi başlamayacaklar, bunları çoktan geliştirdiler" diyor.

Bu askeri olabilir, sivil olabilir... inisiyatif şimdi sahip olduğu seçenekler arasından tercih yapacak olan İran'da. Kısasa kısa bir misilleme mi yapacaklar? Gerilimi artırma mesajı mı verecekler? Soru şu: Ne, nerede ve ne zaman?

Her durumda, doğası gereği, finans sistemi gibi hedeflere yönelik siber savaşın mutlaka ülkeye özgü olması gerekmiyor. Londra şehri ve Frankfurt gibi ticari merkezlerdeki  bir Amerikan bankasına yapılacak bir darbe tahrip gücü çok yüksek bir dalga etkisi doğuracaktır.

İran'ın yetenekleri sadece tekniksel değil. Lübnan, Yemen, Irak ve Suriye'deki müttefik milislere Amerikan hedeflerine ve bölgedeki ortaklarına saldırma çağrısında bulunabilir. Süleymani'ye yapılan saldırıda en kıdemli komutanlarından biri olan Mehdi Mühendis'in de öldüğü değerlendirildiğinde Irak'taki milisler özellikle yüksek motivasyona sahip olacaklar. Britanya ve diğer batılı müttefik ülkelerden birlikler kolayca saldırılara maruz kalabilir.

İran veya İran destekli gruplar bölge dışında, Amerika kıtasında, Asya'da, Avrupa'da, sürgün muhaliflere karşı BK'da yaptıkları da dahil gizli operasyonlar yürüttü. Washington'daki Suudi büyükelçisine yönelik bombalı saldırı planı 2011'de engellendiğinde ABD "İran yönetimindeki hizipler tarafından yönetilen ölümcül bir komplo" açıklaması yapmıştı. Tahran iddiaları temelsiz olarak nitelendirmişti.

Saldırıların Londra'daki Amerikan hedeflerine karşı gerçekleştiğini varsayarsak, Avrupa Birliği'nden ayrılmış ve ABD'ye Kutsal Kase niteliğinde bir ticaret anlaşmasıyla bağlı bir Brexit sonrası Boris Johnson hükümeti, İran'a karşı ağır cezalandırıcı eyleme geçme yönünde Trump yönetiminden gelecek baskıya direnebilecek midir? Peki İran'ın buna tepkisi ne olurdu?

Elbette, ABD ve İran'ın beklentilerin aksine bir başka katliam turunun eşiğinden dönmesi, bunun nasıl olacağını kestirmek çok zor olasa da, mümkün. Kargaşa başladığında diğer ülkelerin nasıl ayrık veya zarar görmeden kalabileceklerini kestirmek de zor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/voices/

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU