Fetih Hareketi liderleri arasında bir Yahudi: Uri Davis

Tel Aviv’deki lise yıllarında Uri, Mahatma Gandi’nin şiddet karşıtı felsefesini savunan babasının isteği üzerine temel askeri eğitimden muaf tutuldu

Uri Davis / Fotoğraf: Independent Arabia

1943’te Kudüs’te doğan ve Yahudi göçmen bir ailenin çocuğu olan Uriel (Uri) Davis, 1948 Nekbe zamanında Filistinlilerden alınan topraklara inşa edilen bir yerleşim yerinde büyüdü. Aradan geçen yılların ardından 80’lerde Fetih Hareketi’ne katılan anti-Siyonist Davis, şimdi ise İngiltere’deki üniversitelerde araştırmacı ve profesör olarak görev yapıyor.

Dr. Uri’nin babası da, Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulmasına karşı çıkan “Manevi Siyonizm” okulunun bir destekçisiydi. 1930'larda İngiltere'den Kudüs'e göç eden babası, burada evlendiği Çekoslovakyalı bir göçmenle beraber Tel Aviv’in kuzeyindeki Filistin kıyılarına taşındı. Dr. Uri, hem anne hem de babasının siyasi nedenlerden değil de ailevi nedenlerden ötürü göç etmek zorunda kaldığını belirtiyor.

Okul hayatı

Tel Aviv’deki lise yıllarında Uri, Mahatma Gandi’nin şiddet karşıtı felsefesini savunan babasının isteği üzerine temel askeri eğitimden muaf tutuldu.

Bu muafiyet karşılığında İsrail ordusunda hemşirelik yapmayı mecburen kabul eden Uri, buradaki görevi sırasında ordu yetkilileriyle fikir ayrılıkları yaşadı. Bu sefer de Gazze’deki yerleşim yerlerinden birinde memurluk yapması kararlaştırıldı.

Nihayet zorunlu kamu hizmetini tamamlayan Uri, 60’larda hükümetin “Celile’nin Yahudileştirilmesi” projesi karşıtı kampanyalar yürüttü ve protestolar düzenledi. Yukarı Celile’deki Deyr el-Esed, Bana ve Nahf köyleri halklarıyla birlikte, bu köylerin topraklarına “Karmiel” yerleşim yerinin kurulmasına karşı çıktı.

Uri, yaklaşık bir yıl boyunca Deyr el-Esed’de kalarak kendisi gibi düşünen birkaç Yahudi’yle beraber burada davasını sürdürmeye devam etti.

Birkaç kez tutuklanan Uri, İsrail askeri yönetimine tabi olan bazı Arap bölgelerine izinsiz girdiği gerekçesiyle Nasıra Askeri Mahkemesi’nde sekiz ay hapis cezasına çarptırıldı.

ABD

Kudüs İbrani Üniversitesi Arap Edebiyatı ve felsefe bölümlerinde lisans eğitimini bitiren Uri, yüksek lisansını da aynı üniversitede felsefe alanında yaptı. Ardından ABD üniversitelerinden birinde antropoloji doktorasına başladı.

ABD’deki eğitiminin düşünce dünyasını genişlettiğini belirten Uri, o sırada “dünyadaki tek ırkçı ülkenin İsrail olmadığını” anladığını söylüyor.

Independent Arabia’dan Halil Musa’ya açıklama yapan Uri, anti-Siyonist geçmişi sebebiyle 1974’te İsrail’de bir iş bulmakta zorlandığı için öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladığını belirtti.

1984’te Filistin lideri Yaser Arafat'ın davetiyle Amman'daki Filistin Ulusal Konseyi toplantılarına gözlemci olarak katılan Uri, avukatının İsrail’de bu nedenle kendisine karşı siyasi bir dava açılabileceği uyarılarına rağmen bu kararından vazgeçmedi.

Üstelik Uri, “İsrail’in apartheid bir devlet olduğu, bu sistemin dağıtılıp yerine herkes için eşit hakların olduğu demokratik bir devlet kurulması gerektiği” fikirlerini bu toplantılarda ifade etme fırsatı yakaladığını belirtiyor.

Daha sonrasında Fetih Hareketi’ne katılan Dr. Uri, hareketten gelen gizli fonlarla İngiltere’de “Kudüs ve Barış Hizmeti” şirketini kurdu ve şirkete anti-Siyonist Yahudi çalışanlar aldı.  

“Kudüs ve Barış Hizmeti”

Şirket, Siyonist projeyi ortaya çıkarmak amacıyla, işgal edilmiş Filistin köylerine geziler düzenledi. İngilizler için düzenlenen bu gezilerde “İsrail şehirlerinin Filistin köy ve kasabaları yıkıntıları üzerine nasıl inşa edildiği” gösterildi.

İsrail vatandaşı olmasının, Filistin’in haklarının savunucusu olamayacağı anlamına gelmeyeceğini ifade eden Uri, kendisinin İsrail’in yasadışı faaliyetleri karşısında duran biri olduğunu ifade ediyor.

Şu anda Fetih Dış İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Uri, Filistinli mültecilerin ülkelerine geri dönmeleri çağrısında bulunuyor. Siyonist projenin kurbanı olan bu kişilerin adaleti İsrail mahkemelerinden değil, uluslararası mahkemelerden talep etmeleri gerektiğini de sözlerine ekliyor.

İsraillilerin yasadışı ikamet ettikleri toprakların kendilerine ait olmadığını vurgulayan Uri, Filistin kurtuluşunun keskin bir darbeyle değil, aşamalı ve kümülatif bir şekilde gerçekleşeceğine değiniyor.

Dr. Uri, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) 1974'te oluşturduğu On Nokta Programı'ndaki adımlara Oslo Anlaşmasının da dâhil olabileceğini düşünüyor.

On Nokta Programı ise, İsrail’den kurtarılan herhangi bir Filistin toprağında bir Filistin otoritesi kurulması çağrısında bulunan ve bunun için aktif çalışmalar yürütülmesini isteyen on maddelik bir program.

Uri Davis, İsrail’in Ürdün Vadisi ilhakı planları hakkında yaptığı yorumda ise bunun “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 242 sayılı kararına dayanan barış sürecinin tabutuna çakılacak olan son çivi” olacağını belirtiyor. Uri ayrıca, İsrail’i, 4 Haziran 1967 öncesindeki sınırlarına geri çekilmeye davet ediyor.

Aynı zamanda Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi Fetih Devrim Konseyi Üyesi olan Dr. Uri, BMGK’nın 181 sayılı kararı uyarınca Filistin egemenliği ve BM idaresi altında bir Filistin devletinin kurulmasını öneriyor.

1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'ndan bu yana uluslararası hukukun Filistin’i egemen bir devlet olarak gördüğünü de sözlerine ekleyen Dr. Uri, son olarak “Apartheid rejimler uzun süre yaşamaz. İsrail, kamuflaj becerisiyle ve yalan söyleyerek apartheid tanımını engelliyor” ifadelerini kullandı.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Elif Turan

independentarabia.com/node/81401

DAHA FAZLA HABER OKU