Diyarbakır’da Alevi vatandaşların 13 aydır karanlıkta ibadet yapmaları, mahkemeye taşındı

BEDAŞ, “faturalarını ödemiyor” gerekçesiyle 13 ay önce Diyarbakır Cemevi’nin elektriğini kesti. Pir Sultan Abdal Kültür ve Cem Derneği, BEDAŞ’a dava açtı. BEDAŞ “Cemevleri ibadet statüsünde görülseydi gereğini yapardık” dedi

Fotoğraf: Independent Türkçe

Diyarbakır’da 8 yıl önce açılan Pir Sultan Abdal Kültür ve Cem Derneği, 13 aydır karanlıkta.

Kesinti nedeniyle cemevinde ibadet yapılamıyor. Dernek yönetimi, cemevine elektrik sağlanmamasını yargıya taşıdı. 

Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir tarafından yapılan Diyarbakır Pir Sultan Abdal Cem ve Kültür evi, 2011 yılında hizmete girdi.

Binanın elektrik giderleri, 2014 yılına kadar dernek yönetimi tarafından ödendi.

2014'te Alevi Bektaşi Federasyonu bir çağrı yaparak elektrik faturalarının ödenmemesini istedi.

Yaklaşık 4.5 yıl boyunca Pir Sultan Abdal Cem Derneği yönetimi elektrik faturası ödemedi.

13 ay önce Dernek binasına giden DEDAŞ ekipleri, faturanın ödenmediğini belirtip binanın elektriğini kesti.

Bunun üzerine dernek yönetimi çareyi yargıya başvurmakta buldu.

Dernek, cemevinin de bir ibadethane olduğunu, camilere tanınan hakkın kendilerine verilmesi gerektiği gerekçesiyle Diyarbakır Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’nde DEDAŞ aleyhine dava açtı.
 

3.jpeg
PSAKD Diyarbakır Şube Başkanı Av. Cafer Koluman, yönetim kurulu üyeleri ile birlikte / Fotoğraf: Independent Türkçe


PSAKD Diyarbakır Şube Başkanı Avukat Cafer Koluman yaşananlar hakkında Independent Türkçe’ye bilgi verdi. 

Koluman, davanın konusunun şuan abonesi olmayan sözleşmenin tekrardan yenilenerek abonelik verilmesi ve aynı zamanda abonelikle birlikte cemevine elektrik enerjisinin sağlanmasını talep ettiklerini söyledi.

Cemevinin, 13 aydır  elektriklerinin kesik olduğunu ve insanların ibadetlerini karanlıkta ifa ettiklerini belirten Koluman, "Bugüne kadar yapmış olduğumuz tüm girişimler maalesef sonuçsuz kaldı. Son çare olarak dava açtık" dedi.
 

cafer koluman.jpeg
PSAKD Diyarbakır Şube Başkanı Avukat Cafer Koluman / Fotoğraf: Independent Türkçe


Dernek yönetiminin 2011'den  2014'e kadar elektrik faturalarını düzenli olarak ödediklerini vurgullayan Koluman, "Ancak daha sonra Alevi Federasyonu bir açıklama yaparak faturaların ödenmemesini istedi. Çağrı ile birlikte dernek yönetimi faturaları ödemedi. 4.5 yıllık süre zarfında elektrik faturalarını ödemediğimiz halde elektriklerimiz kesilmedi. Bırakın kesintiyi hiçbir görevli gelip Borcunuz var demedi. İşin ilginç yanı bu süre zarfında hiç faturada gelmedi. Ancak 2018 yılının son aylarında 170 bin liralık fatura geldi. 13 ayda bu fatura 190 bin oldu" diye konuştu. 

"Cemevlerinin elektrik giderlerinin genel bütçeden karşılanmasını istiyoruz” diyen Koluman şöyle devam etti: 

Birçok etkinliğimizi yapamıyoruz. Cemevinin asıl işlevlerini yerine getiremiyoruz. Bu ülkede yaşayan bir birey, bir vatandaş olarak bizler de eşit muamele görmek istiyoruz. Nasıl ki Kiliselerden, Camilerden, Sinagoglardan elektrik faturası alınmıyorsa, elektrik borçlarından muaf tutuluyorlarsa; biz de bu ülkede yaşayan milyonlarca Alevi olarak bu hakka sahip olduğumuzu düşünmekteyiz.

Hiçbir zaman da biz Aleviler kamu düzenini bozacak bir eylem ve etkinlikte de bulunmadık. Tam tersine aslında Cemevlerinin ibadethane sayılması bu ülkede yaşayan milyonlarca insanın hem vicdanını rahatlatacaktır hem de kamu barışının sağlanması adına güzel bir uygulama olacaktır.

Kesinti nedeniyle aylardır doğru dürüst ibadetimizi yapamıyoruz. Kesinti nedeniyle cenazelerimizi hastane morglarına götürmek durumunda kalıyoruz. Bazen ibadetimizi jeneratör ile yapıyoruz. Bu uygulamalar aylardır bizi mağdur ediyor.


Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, Danıştay ve AİHM’in vermiş olduğu kararları anımsatarak dernek tarafından gerçekleştirilen girişime destek verdi.
 

Baro Başkanı Cihan Aydın.jpeg
Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın / Fotoğraf: Independent Türkçe


"Devlet bütün inançlara eşit mesafede durmak zorunda" diyen Aydın şunları kaydetti:

"Devletlerin hiçbir zaman resmi bir dini olmaz. Yurttaşların kendine göre bir dini olur ama devletin bir dini ve inancı olmaz. Bu çarpık anlayış nedeniyle maalesef işler birbirine karışmış durumda. Devlet vatandaşların inançlarını yerine getirme konusunda her türlü kolaylığı sağlamak durumda ve bütün inançlara da eşit mesafede durmak zorunda. Ancak Türkiye’de bu anlayış yerleşmediği için devletin bir dini ve inancı var, onun dışındaki bütün inançlar, bütün dinler öteki olarak görülüyor. Dileriz ki bu iş Anayasa’daki bir değişiklikle olsun ama bunun zor olduğunun farkındayız. Daha farklı yollarla da sorun çözülebilinir. 


Devlet vermiyorsa kendileri vermeliydi

Din Adamları Yardımlaşma Derneği DİAY-DER Başkanı Zait Çiftkuran da cemevinin eleştriğinin kesilmesinin yanlış olduğunu belirtti. 
 

Zait Çiftkuran.jpeg

DİAY-DER Başkanı Zait Çiftkuran / Fotoğraf: Independent Türkçe

Çiftkuran, "Bugün nasıl ki bir camiye, kiliseye bakılıyorsa cemevine de bakılmalı" diyerek şunları söyledi:

Söz konusu bu derneğin yöneticileri ihmal ettiler, devlet vermiyorsa bile sen ibadethane sahip çıkacaksın. İbadethaneyi ayakta tutmak için mücadele vermeleri geriyordu. Diyarbakır’da binlerce alevi vatandaş yaşıyor, bu vatandaşlardan para toplansaydı bu duruma gelinmezdi.

 
DEDAŞ: Bizlik bir durum yok

DEDAŞ yetkilileri ise, elektriklerin kesilmesinin kendilerinden değil, mevzuattan kaynaklandığını savunarak, “Bu sorunun DEDAŞ ile bir alakası yok. Devletin ilgili kurumları cemevlerini ibadet statüsünde görseydi biz de gereğini yapardık. Bu yönlü bize iletilen bir bilgi yok. Bu konuyu siyasilerin çözmesi gerekir. Faturalarını öderlerse elektrik veririz ama aksi durumda yapabileceğimiz bir şey yok” açıklamasında bulundu.

 

Independent Türkçe

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU