Yeni Şafak yazarının neden "kaçtığını" Yeni Şafak yazarı anlattı: Tehlike çanları çalıyor

Kemal Öztürk bir dönem Erdoğan'ın en yakın çalışma arkadaşlarından Aydın Ünal'ın köşe yazmayı neden bıraktığını değerlendirdi

Aydın Ünal "Kaçıyor muyum? Evet kaçıyorum" başlıklı yazısıyla Yeni Şafak gazetesinde yazmayı bıraktığını ilan etmişti. 

Kemal Öztürk ayrılığın nedenlerini anlatırken "bir tebliğ metodu" dediği "eğri kılıçlar" metaforunu anlattı: 

"Hz. Ömer camide hutbe verirken, şöyle demiştir: “Ey cemaat, ben hata edersem, eğilirsem ne yaparsınız?”

Camide bulunan bir sahabe ayağa kalkar, “seni bu eğri kılıçlarımızla düzeltiriz” der. Bunun üzerine de Hz. Ömer şöyle dua eder: “Allah’ım, sana hamdolsun. Ömer eğrildiği zaman, bu cemaat içinde onu düzeltecek kişiler var.”

Eğri kılıç metaforu, bu hikaye üzerine doğmuştur. Temel felsefesi ise, Müslümanların devlet başkanı da olsa, halife de olsa, yanlış yaptığında onu düzeltecek bir mekanizmaya ve yönteme sahip olmasıdır."

 

 

Öztürk yazısında "Gördüğümüz bir yanlışı söylemek, özeleştiri yapmak ve bunun düzeltilmesi için eğri kılıç olmaya çalışmak sanırım eskisi kadar kolay değil" dedi.

"Tehlike çanları çaldığını" söyleyen Öztürk'ün yazısından bir bölüm şöyle: 

Aydın Ünal gibi, bizlerin gençlik yıllarından beri yaptığı şey, iyiliği teşvik etmek, kötülüğü önlemek ve eğri kılıç olmaya çalışmaktır. Bu bizim din anlayışımızın parçasıdır aynı zamanda. Bu anlayışa göre eleştiri ahlakı, yapıcı olmaktır.

Gazetemizin tüm okuyucuları Aydın Ünal’ın yapıcı eleştiri yaptığına şahittir. Ancak buna bile tahammül edemeyen, ‘gözü dönmüş, kifayetsizlerin’ varlığından şikayet ederek kalemini kırdı Aydın.

Eğer bu camia Aydın Ünal gibi, ömrünün en verimli çağlarını AK Parti’ye, devlete ve ülkesine hizmet etmekle geçirmiş bir kişinin dost uyarılarına tahammül edemeyecek duruma gelmişse, tehlike çanları çalmaya başlamış demektir. Aklımızı başımıza alıp düşünmeliyiz.

Bu arada Yeni Şafak ailesini, Aydın’ın da dediği gibi, takdirle anmak gerekir. Gerçekten yapıcı eleştiri ve özgürce fikirlerimizi yazmak konusunda, şu anda birçok gazeteciye nasip olmayacak bir zemin oluşturdular. Takdire şayan bir durumdur. İyi ki varlar.

DAHA FAZLA HABER OKU