Akşener: Bu ülkede en az üç nesil şizofren yetişti

Geçmiş nesillerin Cumhuriyet ve Atatürk'le ilgili, evde başka okulda başka şeyler dinlediğini savunan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "2019'da dahi bu barışmayı sağlayabilmiş değiliz" ifadelerini kullandı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TV100’de Ahmet Kasım Han’ın sunduğu Yüz Yüze programına konuk oldu.

Gençleri kendisi kadar yakından takip eden, onları dinleyen ve onlarla kendini eğiten bir başka siyasetçi olmadığını savunan Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:

Sayın Erdoğan başbakan olduğunda kendi 43, 44 yaşındaydı genç olarak başladı. Şimdi ruhen de tavır, birikim olarak da Türk siyaseti yaşlandı. Çok birikimli bir insan grubu var, yol bulamıyor, yer bulamıyor o birikimi taşımamız lazım. Bunu devlet kadrolarında, siyasette, Türkiye'nin yönetiminde, bürokraside değerlendirebilecek bir yol bulmak lazım. Ben kendime böyle bir misyon seçtim.

Meral Akşener, parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişi, şu sözlerle eleştirdi: 

Sayın Erdoğan'ın şahsına göre dikilmiş elbiseyi görev süresi bittikten sonra başka biri giydiğinde, Sayın Erdoğan ve AK Parti’ye oy veren vatandaşlarımız böyle bir sistemde yaşamak istemezler.  Biz de yaşamak istemiyoruz.

"Ben bu ülkenin babasıyım ve her şey benden sorulur gibi bir ruh hali izlediğiniz zaman, sizinle top gibi oynarlar"

Bireysel ilişkiler üzerinden devletin yönetilemeyeceğini belirten Akşener, "Her şeyin hakimiyim, ben bu ülkenin babasıyım ve her şey benden sorulur gibi bir ruh hali izlediğiniz zaman, sizinle top gibi oynarlar. Bireysel ilişkiler üzerinden devlet yönetilemez" ifadelerini kullandı.

"AK Partili ailelerin çocukları dahil, gençler bu tavrı (rövanş ve öfke duygusunu) reddediyor"

İYİ Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Türkiye için daha kapsayıcı bir dil kullanmayarak, kucaklaşmayı sağlayamadığını ve büyük bir şansı geri çevirdiğini ileri sürdü: 

Ben 2002'de AK Parti kazandığında Sayın Gül’ü aradım ve dedim ki ‘Sizin adınıza sevindim İnşallah üzerinize düşen bu vebali öderseniz Türkiye’ye çok büyük bir iyilik yaparsınız’ dedim. ‘Nedir o’ dedi. Dedim ki; ‘Bu ihtilaf sahalarını ortadan kaldırırsanız bu milleti barıştırırsınız. Çünkü bu ülkede en az üç nesil şizofren yetişti. Cumhuriyet ve Atatürk'le ilgili, evde başka okulda başka bir şey dinlediler.’ 2019'da dahi bu barışmayı sağlayabilmiş değiliz. Erdoğan için çok büyük bir şans vardı. Türkiye için daha kapsayıcı bir dil kullansaydı bu kucaklaşmayı sağlayabilirdi. Tahterevalli gibi biri gitti mi, diğerinin rövanş ve öfke duygusu maalesef Türkiye'den gidemedi. Bugünkü gençler, AK Partili ailelerin çocukları dahil, bu tavrı reddediyor.

Meral Akşener, programda asgari ücrete ilişkin bir 'fıkra' da anlattı:

İngiltere, Amerika, Fransa ve şahsım bir araya geldik ne demek? Ülke benim demek. Türkiye eşittir ben demek. Ben hiç şaşırmadım bu şuur altına. Tayyip Bey, kendini bizim babamız olarak görüyor, yöneticimiz değil. Dolayısıyla da millet iradesi sadece seçmek olsa çok iyi olacak ama millet iradesi aynı zamanda beni yönet, sonra günü geldiğinde seni ben değiştiririm demek. Bu söylemi anlatan bir fıkra üretildi. Şimdi bir İngiliz bir Fransız bir Alman bir de şahsım dörtlü zirve yapıyorlarmış. İngiliz olan kişi biz vatandaşımıza 1525 Pound asgari ücret veriyoruz 1200 Pound ile geçiniyorlar kalan parayı ne yapıyorlar bilmiyoruz demiş. Fransız biz 1521 Euro veriyoruz, 1250 Euro ile geçiniyorlar gerisini ne yaptıklarını bilmiyoruz. Alman biz 1557 Euro asgari ücret veriyoruz. 1.300 Euro ile geçiniyor gerisini bilmiyoruz. Şahsım da demiş ki vallahi biz 2020 TL asgari ücret veriyoruz. Yoksulluk sınırı 6800-6849 lira geri kalan parayı nereden buluyorlar bilmiyoruz. İşte bu fıkra Türkiye’yi en iyi anlatan fıkra.

Akşener'den 'emanet vekil' yanıtı: Prensip olarak 'evet' derim

Meral Akşener, Ahmet Davutoğlu veya Ali Babacan'ın kendilerinden seçime girmek için 'emanet vekil' istemesi ihtimalini de değerlendirdi.

Akşener, bu duruma prensipte 'evet' diyeceklerini belirtti:

Sayın Babacan ya da Sayın Davutoğlu seçime girmek için milletvekili istemesi gibi bir talepte bulunduğu zaman elbette arkadaşlarımla da konuşarak ama prensip olarak elbette evet derim. Yeni kurulacak partilere karşı Sayın Erdoğan'ın kalbinde şöyle bir şey olacaktır, Sayın Davutoğlu'nu kim tanıyordu? Ben aldım, şunu şunu ben yaptım şimdi de karşıma dikildi. Yani kendisinin duygusal bir refleksi olacaktır. Seni ben yarattım diyordur muhtemelen.

"EYT'liler konusunu onlar çözemiyorsa, iktidarımızda biz çözeceğiz"

Akşener, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) hakkında şu yorumu yaptı:

Siz bazılarının 500 milyonluk borcunu silmek konusunda gözünüzü kırpmazken,  EYT’lilere para bulamadınız. 50 milyon dolar bulamadığınız için tank palet fabrikasını satıyorsunuz. Türkiye’de israf had safhada. Uçaklar, lüks arabalar bunlara para buluyorsunuz. İtibardan israf olmaz diyorsunuz, iş EYT’lilere gelince de olmaz kardeşim diyorsunuz. Bunun bir mantığı yok. Onlar çözmüyorsa da iktidarımızda biz çözeceğiz.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU