Türkiye, 1999'da Avrupa Birliği (AB) planlarını gerçekleştirmek üzere aday ülke olarak kabul edildi. 2005'te müzakereler başladı.
2011 Suriye iç savaşıyla başlayan küresel sığınmacı krizi, Türkiye ve AB'yi bir "Geri Kabul Anlaşması" için Aralık 2013'te masaya oturttu.
Türkiye bu anlaşmayı fırsata çevirmek için masaya "vize serbestisi" şartıyla oturdu. AB belirlediği 72 kriterin karşılanması şartıyla kabul etti. Türkiye, kriterlerden 6 tanesini yerine getirmediği için süreç tamamlanamadı.
Gelinen noktada vize serbestisi uygulanmaması bir kenara Türkiye, 2022 yılının ortalarına doğru Avrupa ülkelerinden ardı sıra vize retleri geldi.
"Schengenvisainfo" internet sayfasında yer alan verilere göre, Türkiye'den 2022'de yapılan 778 bin Schengen vizesi başvurusundan yüzde 15'i reddedildi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Günlük 750 başvuru alıyoruz"
Ukrayna ile savaştığı için ambargo uygulanan Rusya'nın ret sayısı Türkiye'den düşük.
Independent Türkçe'ye konuşan Almanya Başkonsolosu Johannes Regerbrecht günlük 750 başvuru aldıklarını söyledi.
Başkonsolos Regerbrecht, Fas, Çin ve Türkiye için vize itirazlarını geçici olarak askıya alınmasının başvuru yoğunluğundan kaynaklandığını belirtti.
Tablo böyle olsa da bunun değişme sinyalleri verilmeye başlandı. NATO Zirvesi'ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin AB'de önünün açılmasını istedi.
Bunun üzerine vize serbestisi yeniden gündem geldi. Bu bir ölçüde heyecana da sebep oldu. Zira retler son bulup AB kapılarının açılması kolaylaşabilir.
Peki bu mümkün mü? Avrupa Komşuluk Konseyi Direktörü Samuel Doveri Vesterbye yanıtladı.
Telefonla görüştüğümüz Vesterbye, vize serbestisinin Türkiye'nin terör politikasını değiştirmesi için bir teşvik olarak yaratıldığını söyledi.
"AB, vize serbestisi ile ekonomik krizi yüklenmek istemiyor"
Vesterbye'a göre, ekonomi ve terör faktörü vize serbestisinin önünü tıkayan ana sebepler.
Türkiye'nin AB ile yürüttüğü müzakerelerin bazen başarısızlıkla sonuçlandığını, bazen düzeldiğini, bazen de sıkıntıya girdiğini hatırlatan Vesterbye, "Ama aynı anda Türk ekonomisi ve para birimi değer kaybetmeye başladı. Enflasyondaki artış ve Türk lirasının düşmesi, ekonomik gerekçelerle insanları Türkiye'den ayrılmaya iten faktörün katlanarak arttığı anlamına geliyor. Bu, vize serbestisi müzakerelerine zorluklar getirdi" dedi.
Vize serbestisinin başlaması halinde Türkiye'den çok kişinin AB ülkelerine gidebileceğini, bunun da birliğin ekonomisi üzerinde baskı oluşturabileceğini savunan Vesterbye, "Müzakerelerde çok fazla stres ve zorluk oluştu. Unutulmamalı ki vize serbestisi, Türk hükümetinin özellikle terör mevzuatı olmak üzere belirli politikalarını değiştirmesi için bir teşvik olarak yaratılmıştır. Yerine getirilmesi gereken 6 kriter var. Ve eminim ki gerekliliklerden biri olan terör mevzuatı uyumlaştırması Türkiye tarafından kabul edilmiyor" diye konuştu.
"Türk diplomatlar AB'nin koşullarının ağırlaşmasından şikayetçi"
Türk diplomatların kendisine sitemde bulunduğunu belirten Vesterbye, "Şahsen çok iyi tanıdığım ve saygı duyduğum Türk diplomatlar bana bugün hala AB'nin sürece yeni şartlar getirmeye devam etmesinin haksızlık olduğunu söylüyorlar ve haklılar. Ama Türkiye'nin çok değiştiği konusunda da yanılıyorlar. Daha az demokratik bir ortam oluştu. Birçok insan üzerinde çok fazla baskı oluşturuldu. AB de yeniden müzakereyle yeni şartlar koymaya başladı. Bu AB ile Türkiye arasında bir asırlık problem" ifadelerini kullandı.
"Türk hükümeti AB'nin hoşuna gidecek pek çok şeyi değiştirdi. AB, hükümete karşı vize serbestisini daha fazla koz olarak kullanmak istiyor" diyen Vesterbye, şunları kaydetti:
'Erdoğan karşıtı, ilerici her kişi Türkiye'yi terk edecek' diye düşünürlerse hiç şaşırmam. Muhtemelen bunu asla kabul etmediklerini düşünüyorlar ama vize serbestisi olursa Erdoğan karşıtı, demokrat yanlısı, ilerici her kişi Türkiye'yi terk edeceği korkusunu yaşarlarsa hiç şaşırmam. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vize retlerinin artmasını 'siyasi şantaj' olarak nitelendirmesinde haklı. Ancak bugün her şey müzakerelerde koz olarak kullanılıyor. Vize serbestisi hem hükümetlerin hem insanların istediği bir şey. Bugün her şey politik bir şekilde kullanılıyor. 1990 ve 2000'lerde göç sorun değil olumlu bir şey olarak görülüyordu. Artık o dönemde yaşamıyoruz. Bütün politikalar koz olarak kullanılıyor. Kulağa daha kirli geldiği için buna ‘şantaj' diyor ama bu sadece bir koz. Sadece politika. Bunu Erdoğan da yapıyor. Ursula von der Leyen (Avrupa Komisyonu Başkanı) de yapıyor. Kılıçdaroğlu da yapıyor."
AB vize politikalarında son 10 yılda kademeli değişim
Türkiye'de gerçekleşen genel seçimler öncesi ve sonrasıyla ilgili AB'nin bir vize politika değişikliği gözlemlemediğini söyleyen Vesterbye, AB'nin son 10 yılda kademeli bir politika değişikliğine gittiğini belirtti.
"Bunun nedeni, serbest akışlı göç çağının bitmesi" diyen Vesterbye, "Ülkelerin hala göçe ihtiyacı var. Ancak göçün tamamen serbest piyasa liberalleşmesi dönemi sona erdi. Kim bilir hayatımıza bir daha geri gelmeyebilir. Günümüzde insanların aradığı göç türü vasıflı göç, nokta atışı göç gibi… Yasal olarak göç etmenin çok kolay olduğu yanılgısı artık sona eriyor" görüşünü belirtti.
Avrupa vatandaşları vizesiz Türkiye'ye gelirken, Türkiye vatandaşları neden vizeye ihtiyaç duyuyor?
Karşılıklı vizesiz dolaşımın olmamasının ekonomik koşullardan kaynaklandığını söyleyen Avrupa Komşuluk Konseyi Direktörü Vesterbye, "Vize politikaları kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla göre yapılıyor. Yani ülkenin ekonomik gelişmişliğine ve insanların başka bir ülkeye gidip geri dönmeme riskine göre yapılıyor. Avrupa Birliği'ndeki gibi vize yasalarının gerçeği bu, vize almayan tonlarca ülke var. Çünkü insanlar tatile gidiyormuş gibi yapıp sonra bir daha geri dönmüyorlar" diye konuştu.
Vesterbye, vize kısıtlamalarından dolayı kurunun yanında yaşın da yandığını şu sözlerle dile getirdi:
"Göçe ihtiyacı olduğunu veya olmadığını söyleyen bir hükümetiniz olabilir. Bu, o yetki alanındaki hükümet tarafından yapılan demokratik bir seçimdir ve bu vize gereksinimlerinin bu kadar sıkı olmasının nedeni bu. Avrupa ülkelerinde göç karşıtı duyarlılık nedeniyle çok korkmaları ve bu yüzden yalnızca en az riske sahip kişilerin gelmesini sağlamak için vize konusunda çok katı yasalar koyuyorlar. Bu durum oraya sadece turizm, iş ya da başka bir şey için gitmiş olan binlerce insanı cezalandırıyor. Ve bu çok can sıkıcı bir hal alıyor ve işinizi yapmak çok ama çok zorlaşıyor."
"Türkiye'nin terör mevzuatını değiştirmesi çok zor"
Türkiye'nin vize serbestisinde mevcut durumunun değişmesinin çok zor olduğunu söyleyen Vesterbye, en azından önümüzdeki 10 yıl içerisinde bunun gerçekleşmeyeceğini savunarak, "Türkiye'nin güney sınırında sıcak bir savaş yaşanıyor. PKK/YPG ile savaştığını düşününce, hükümetin terörle mücadele mevzuatını bu şekilde değiştireceğini hayal etmek çok zor. Erdoğan bunu yapmak istese bile varsayımsal olarak birçok generali ikna etmek zorunda kalacaktır."
AB'nin yeni ve uyumlu şartların olduğu bir paketi Türkiye'ye sunması halinde vize serbestisinin gerçekleşme ihtimalinin olduğunu vurgulayan Avrupa Komşuluk Konseyi Direktörü Samuel Doveri Vesterbye sözlerini şöyle noktaladı:
Artık jeopolitik bir çağda yaşıyoruz. Belki önümüzdeki 10 yıl içinde AB, Türkiye için yeni bir müzakere paketi hazırlar ve diğer şartların yerine getirilirse vize serbestisi elbette gerçekleşebilir. Ama mevcut koşullarda bence çok zor. Format değişmeli. Eğer format değişirse ve bu serbestleştirme o zaman daha uygulanabilir hale gelebilir."
© The Independentturkish