Yıkımdan sonra Mersin'e deprem göçü: "En ciddi mesele demografik yapı"

Çok sayıda depremzedelerin Mersin'e göçüyle birlikte olgunlaşan tartışmalar sürüyor. Mersin, hükümetten destek talep ederken, kentte barınma, istihdam ve ekonomideki yükün artacağı öngörülüyor

Fotoğraf: Independent Türkçe

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında yaşanan yıkım ve trajedi, şimdi de göç olgusuyla birleşmiş durumda.

Depremden etkilenen ve yıkılmış ya da tahrip olmuş evlerinden uzaklaşma kararı alan depremzede yurttaşlar zorunlu ya da psikolojik bir deprem göçü gerçekleştiriyor.

Özellikle yıkımın ciddi boyutlarda yaşandığı Hatay ve İskenderun bölgesinden Çukurova'nın farklı kesimlerine uzanan göç dalgasının yoğun olarak gerçekleştiği Tarsus ve Mersin'de göçün sosyal, ekonomik ve psikolojik yönü ağırlığını hissettiriyor.

Son olarak afet bölgesi ilan edilen Elazığ'ın ardından depremden çeşitli yollarla etkilenen bazı iller de "afet bölgesi" ilan edilmek için çağrı yaptı.

Bu çağrıyı yapan illerden birisi, depremde ciddi şekilde sallanan ancak herhangi bir yıkımla karşılaşmayan Mersin...
 

mersin.jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Tarsus ve Mersin'e yoğun bir göç akışı var

Ancak Mersin ile birlikte Adana ile arasında kalan ve en güncel verilerle, 348 bine yaklaşan nüfusuyla ülkenin nüfus açısından 26 ilinden büyük ilçesi Tarsus, depremde zarar görmese de çok ciddi bir göç yükü ile karşı karşıya kalmış görünüyor.

Kaymakamlıktan gelen bilgilere göre, Tarsus'a gelen depremzede sayısının 15 bin ile 20 bin arasında olduğu ve sayının da artacağı tahmin ediliyor.

Ayrıca Mersin, geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin de bir uğrak noktası durumunda.

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı istatistiklerine göre, Mersin'de kayıtlı 237 bin 466 Suriyeli bulunurken, bu sayının il genelinde yaşayan toplam kişi sayısına oranı ise yüzde 11,16.

Tüm bu durumlar, kentin afet bölgesi ya da özel statülü bir bölge yapılması konusunda Mersin Büyükşehir Belediyesi'ni harekete geçirmiş durumda.


Büyükşehir Belediyesi destek talebinde bulundu: Bir projeksiyon sunulmalı

Mersin'in afet bölgesi kapsamına alınması çağrısını ısrarla dile getiren Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, medya kuruluşlarına yaptığı konuşmalarda, "siyasi bölünmüşlüklere bir son verilerek" hareket edilmesi gerektiğini, Mersin'in, yıkım ya da tahribat yaşamayan bir kent olmasına karşın depremin komplikasyonlarıyla karşı karşıya kaldığını ve kente alınan göçle birlikte kentin büyük yatırımlar ve finansman kaynaklarına ihtiyaç duyacağını ifade etti.

Seçer, yerli nüfusu 1 milyon 900 bin olan kentin, sığınmacı nüfusuyla 2,3 milyona ulaştığını ve deprem göçü nedeniyle de 400 bin kişinin daha Mersin'e gelmesinin beklendiğini vurgularken insanlara yardımcı olmaktan vazgeçmeyeceklerini ve sahip çıkacaklarını ancak Mersin'in de bir desteğe ihtiyacı olduğunu yineledi.

Ek olarak, Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin bu taleplerine iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları da destek çıkarken, ortak bir deklarasyon kararının da alındığı aktarıldı.
 

BAŞKAN SEÇER “ULUSÇA BU BADİREYİ HEP BİRLİKTE ATLATACAĞIMIZA  (2).jpeg
Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Barınma, istihdam ve ekonomik başlıklarda bir afet yaşanabilir

Ayrıca, deprem göçüyle ortaya çıkan bir diğer durum ise hızlı fiyat artışları ve zam.

Bunun özellikle konut ve gıdada ortaya çıktığı gözlemlenirken, kentteki kalabalık ve trafik yoğunluğu da göze çarpıyor.

Yine gelen bilgiler, göçle birlikte su kullanım miktarının da arttığı ve kentin sınırlı kaynaklarının su ve suya benzer birçok başlıkta desteksiz kalınması durumunda "iflasın eşiğine gelebileceği" konuşuluyor.

Ayrıca, evleri yıkılan ya da ağır hasar alan depremzedelerin Mersin'de ilk olarak odaklandıkları başlık "barınma" oluyor.

Ancak konut ve barınma kısmında da Mersin'de kritik eşik aşılmış durumda.
 

tarsus.jpeg
Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Konuya ilişkin olarak görüşlerini açıklayan Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Talat Dinçer, yoğun göçle birlikte yoğun bir konut talebinin olduğunu ve bunun bir kriz doğurduğunu söyledi.

Dinçer, Mersin il merkezinde TOKİ tarafından çekilişi yapılan 2 bin 122 konut haricinde acil olarak 5 bin konut için de çekilişin yapılmasını beklediklerini ifade ederken, bununla birlikte arsa sayısının 2 bin adetten 20 bin adete çıkarılarak arsa sahiplerinin hızlı bir şekilde inşaatlara başlamasını da önerdi.  

Bunların yapılmaması ya da bir gecikmenin yaşanması durumunda ise bir diğer afetin Mersin'de, "barınma, istihdam, sosyal yaşam, uyum ve ekonomik sorunlar" olarak yaşanılacağını vurguladı.


Belediye Meclis Üyesi Yıldız: Gerekli destek acilen sağlanmalıdır

Tüm bu konulara ilişkin Independent Türkçe'ye açıklamalarda bulunan Mersin Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Abdurrahman Yıldız, en ciddi meselenin Mersin'in demografik yapısı olduğunu belirtti.

Kentteki nüfusun ciddi sayılara ulaşacağını söyleyen Yıldız, "Mersin maalesef depremden sonra, fiilen bir yıkım yaşamamış olsa da çok ciddi sorunlarla karşı karşıya. Deprem gecesi ve ikinci depremde buralar da ciddi şekilde sallandı. Her ne kadar bir yıkım söz konusu değilse de tedirginlik hala üzerimizden atılmış değil" dedi.
 

DEPREMZEDELER İÇİN MERSİN SICAK VE GÜVENLİ BİR YUVA HALİNE GELDİ (5).JPG
Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Sayının 500 bini aşacağı öngörülüyor, kısa sürede sıkıntılar oluşabilir"

Mersin Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Abdurrahman Yıldız, şöyle konuştu:

abdurrahman yıldız.jpg
Abdurrahman Yıldız

Daha ciddi meselemiz ise Mersin 'in demografik yapısı. Malum, depremin yaşandığı illerin tamamının Mersin'de mutlaka ya tanıdığı ya akrabası, köylüsü falan yaşıyor. Bu durumda Mersin sığınılacak ilk liman olarak akla geliyor. Depremin ardından 300 binden fazla insanın geldiği ve bu sayının 500 bini aşacağı öngörülmekte.
 

"Başkanın destek talebi tam olarak bu noktada ortaya çıktı" diyerek sözlerine devam eden Yıldız, "Çünkü Mersin afet bölgesi ilan edilip gerekli yardımlar yapılmazsa çok kısa süre sonra alt yapı ve diğer hizmet alanlarında çok ciddi sıkıntılar oluşacak" dedi.
 

mersin 2.jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Konut kiraları engellenemiyor, kent derhal afet bölgesi ilan edilmeli"

Kanalizasyon, konut, su, trafik ve gıda gibi önemli ve yaşamsal konuların da risk altında olabileceğini ifade eden Belediye Meclis Üyesi Yıldız şunları aktardı:

Örneğin bir günde kullanılan su miktarı neredeyse deprem öncesinin iki katına çıktı. Kanalizasyon öyle, trafik öyle hatta gıda tüketimi öyle. Konut kiraları neredeyse üç katına çıktı ve engellenemiyor. Dolayısıyla derhal afet bölgesi ilan edilerek gerekli destek acilen sağlanmalıdır.
 

mersin 3.jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Makul süre dışında paylaşım mutlaka sorun yaratır"

"Mersin demografik olarak zaten ülke ortalaması gibidir. Dolayısıyla farklı kentlerden insanların bir arada yaşamalarına dair bir sorunumuz hiç olmadı fakat, kısıtlı kent kaynaklarının makul süre dışında paylaşılması mutlaka soruna neden olacaktır" diye konuşan Yıldız, hükümetin acilen tedbirler alması gerektiğini ve durum böyle devam ederse yerel halkın tepkisinin de olasılıklar dahilinde olduğunu vurguladı.
 

tarsus 3.jpeg
Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Bir süre sonra yerel halkın tepkisiyle karşı karşıya kalınabilir"

Belediye Meclis Üyesi Yıldız, sözlerini şöyle sonlandırdı:

Mersin depremzedeler açısından geçici barınma alanı olarak değerlendirilmelidir. Kalıcı barınma alanları mutlaka deprem ve yıkım yaşanan alanlara yapılmalıdır. Deprem nedeniyle buraya gelen insanların başta geçici barınma ve beslenme sorunları olmak acil sorunların giderilmesi konusunda hükümetin acil tedbirler alması gerekmektedir. Öyle ki şu anda yerel yönetimler bütçelerinde herhangi bir ek olmaksızın mevcut yerel halk için ayrılan bütçeden hizmet üretmekte bu durum da çok açıktır bir süre sonra yerel halkın maalesef tepkisiyle karşı karşıya kalacaktır.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU