İranlı yetkililer, 45 gündür devam eden protestoları bastırmak için güvenlik önlemlerini sıkılaştırdı. İran yargısı, Tahran'da hakkında suç duyurusunda bulunulan yaklaşık bin kişi hakkında kamu davası açacağını duyurdu.
Sosyal ağlarda paylaşılan görüntüler, kuzeybatıda Tebriz ve Kürdistan, güneyde Şiraz ve Buşehr, kuzeydoğuda Meşhed ve Gilan'daki üniversitelerin öğrencilerinin protesto yürüyüşleri gerekleştirdiğini ortaya koydu.
Tahran'daki birçok üniversiteden öğrenci protesto gösterilerine katıldı. Öğrenciler, üzerlerinde sloganların yazılı olduğu pankartlar açtılar ve eğitimden men edilme cezasını eleştirdiler. Senendec Üniversitesi'nde güvenlik güçleri ile öğrenciler arasında çatışmalar yaşandı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre üniversitelerdeki öğrenci birlikleri, barışçıl protestoların bastırılmasını kınayan bildiriler yayınladı. İsfahanlı öğrenciler, öğretmenlerin sessizliğini eleştirerek, tutuklu öğrencilerin serbest bırakılmasını talep etti. Öğrencilerin açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
“Barışçıl protesto, öğrencilerin geçici olarak sınır dışı edilmesine, güvenlik güçlerinin ve üniversitenin tehditler yöneltmesine neden olmamalıdır. Grevin sebeplerinden biri öğrencilerin sindirilmesidir. Protesto yapmak onların hakkıdır.”
Ahvaz Üniversitesi Öğrenci Birliği yaptığı açıklamada, "öğrencilerin eğitimlerinden mahrum bırakıldığına ve üniversite yurtlarından atıldığına" dikkat çekerek tehditlerin öğrencilerle sınırlı olmadığını, güvenlik güçlerinin öğrencilerin ailelerine yönelik de tehditler yönelttiğini bildirdi.
Tahran Üniversitesi Öğrenci Birlikleri Koordinasyon Kurulu tarafından yayınlanan açıklamada, son protestolarda gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakılması, üniversitelerdeki güvenlik ortamının sona erdirilmesi, güvenlik güçlerinin girişlerinin yasaklanması, öğrencilerin protesto hakkını kullanmalarına izin verilmesi ve cinsiyet ayrımcılığı yasalarının sona erdirilmesi talep edildi.
Tahran'daki Allame Üniversitesi öğrencileri, bazı öğrencilerin üniversitelere girmesini engelleyen kararlar iptal edilene kadar dersleri boykot edeceklerini belirterek şu açıklamayı yaptı:
"Bu hukuksuz kararları verenler bilsinler ki biz zulme ve yıldırmaya karşı sesimizi daha da yükselteceğiz.”
Üniversite öğrencileri, Azad Üniversitesi'nde öğrenciler ile Besic güçleri arasında çıkan çatışmaların ardından, güvenlik güçleri tarafından darp edilmelerini, tutuklanmalarını ve bilinmeyen yerlere nakledilmelerini sert ifadelerle eleştirdiler.
Norveç merkezli İran İnsan Hakları Örgütü, Azad Üniversitesi öğrencilerinin ‘Tahran Üniversitesi hapishane, Evin hapishanesi üniversite oldu’ sloganını attığı bir video kaydı yayınladı.
Pazartesi günü, başkent Tahran'ın batı banliyölerindeki Şehriyar kentinde öldürülen İrfan Hazayi'nin ölümünün kırkıncı gününü anmak için düzenlenen törene yüzlerce kişi katıldı. Güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren 16 yaşındaki Kumar'ın cenazesine Piranşehr halkı da katıldı.
He Ngao insan hakları tarafından yayınlanan bir videoya göre Senendec'de başından vurularak öldürülen 15 yaşındaki Sarina Saidi'nin cenazesi için sokağa dökülen göstericiler, ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ sloganını haykırdı. Kürt aktivistler, yetkililerin Saidi'nin babasını televizyonda itiraflarda bulunmaya zorladığını bildirdi.
22 yaşındaki Mahsa Amini'nin ölümünün ardından patlak veren, öğrencilerin ve kadınların başörtülerini yaktığı protestolara toplumun her kesiminden göstericiler katıldı. Rejim karşıtı sloganlar, protesto gerçekleştirmek için farklı nedenleri olan gruplar arasındaki ortak payda haline geldi.
1979’daki devrimden bu yana dini rejime karşı en cesur meydan okumalardan biri olan son protestolar, yetkililer tarafından artan şiddetli uyarılara rağmen devam ediyor.
İdam cezaları
İranlı liderler protestoları ABD ve İsrail de dahil olmak üzere ‘İslam Cumhuriyeti'nin düşmanları’ tarafından kurulan komplo olarak nitelendirdi ve ‘isyancı’ olarak adlandırdıkları göstericilere karşı katı önlemler alma sözü verdi.
DMO'ya bağlı Tasnim Haber Ajansı, Tahran Eyaleti Baş Yargıcı’nın şu açıklamasını aktardı:
“Son olaylarda güvenlik görevlilerine saldırmak, öldürmek ve ateş yakmak da dahil olmak üzere sabotaj eylemleri gerçekleştiren yaklaşık bin kişi yargılanacak. Duruşmalar bu hafta halka açık olarak gerçekleştirilecek."
İran yargısı geçen hafta dört şehirdeki protestolarda tutuklananları yargılamaya başladı. Tahran Savcısı, 24 Ekim Pazartesi günü tutuklulardan dördüne, idam cezası gerektiren ‘savaş suçunu’ isnat ettiğini ve daha sonra bu sayının beşe çıktığını söyledi.
Sosyal medyada yayınlanan videoda bir kadın, yardım edilmesi için yalvararak 22 yaşındaki Muhammed Kabadlo adlı oğlunun iki gün önce ön duruşmada idama mahkûm edildiğini aktardı.
Video kaydında ismini vermek anne, yetkililerin oğlunu avukatsız sorguya çektiğini belirttiği açıklamasında şunları söyledi:
“Oğlum hasta. Mahkeme, avukatının bile duruşma salonuna girmesine izin vermiyor. Avukatsız sorguya çektiler ve ilk celsede idama mahkûm ettiler. İnfazın bir an önce gerçekleşmesini istiyorlar.”
Kabadlo'nun avukatı Emir Reisiyan, Kabadlo'nun protestocular ve güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar sırasında yaşamını yitiren Çavuş Ferid Karampur'u kasten öldürmekle suçlandığını açıkladı. Ancak Savcılık, Kabadlo'yu motosiklet kullanan memuru ezmek ve beş memuru yaralamakla suçladı.
Reisiyan Twitter'dan yaptığı paylaşımda “Yetkililerin anlattıkları, trafik kazasındaki ölüm hikayesiyle uyuşmuyor" dedi.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Şarku'l Avsat